29 Temmuz 2014 Salı

Uzunca bir süre oldu yazmayalı aslında yazmayalı değil dolmayalı. Artık o kadar fazla takmamaya çalışıyorum hayatı. Olabildiğince gülüyorum insanlara. İnsanlar beni mutlu bilsinler diyorum. İnsanlar unuttu galiba demesini istiyorum. Unutmak bu kadar kolay olsaydı keşke. Unutmaya çalışırsanız asla unutamazsınız. Onunla yaşamayı öğrenemediğiniz sürece  o acı her zaman geri tepecektir. Ben hala unutamadım. Unutmayı o kadar çok istedim ki çekeceğim yanlızlığı dahi göze almıştım. Ama olmadı unutamadım. Aslında birazda benden kaynaklı. Yani hala konuşuyorum arkadaşça. Ama gerçekten arkadaşça. O kadar arkadaşça ki seni hala seviyorum bile diyemiyorum. En kötüsü de bu. Bilmiyor. Onu nasıl delir gibi sevdiğimi bilmiyor. Adının bana ne kadar anlam verdiğini bilmiyor. Ama artık anladım. Olmayacak. Olmayacağını bilsem dahi vazgeçemiyorum hayallerinden.

8 Temmuz 2014 Salı

Karanlıkta ki Işık

Nasıl giriş bölümü yazsam diye düşündüm. Konuyu anlatmak o kadar çok içimden geliyor ki, hep nasıl başlasam dediğim de ilham kaçıp gidiyor. Bu yüzden direk dalıyorum.

Bazen bir şeyi çok isteriz. Ama o kadar çok isteriz ki olsun diye her yolu deneriz. Akla mantığa sığmayan şeyleri bile yaparız. Ümid etmekten başka bir şey gelmez elinizden. Olsun diye atmadığınız takla kalmamıştır. Sonra o kadar "olsun" demişsinizdir ki olursa ne yaparım diye asla düşünmezsiniz. Evet ben beni sevmesini çok istedim. Hem de çok. Olsun diye o kadar çok yalvardım ki yaradana. Uzun bir aradan sonra olacağına dair bir ışık belirdi. Ve  ben bu ışığı görünce. Korktum. evet korktum. Yalvardığım, yıllarca olsun diye istediğim şeyin olacağından korktum. Bilmiyorum. yani yazdığını okuyunca... Aslında yazdığı da iyi şeyler. Hem de çok güzel şeyler. Onun gibi duygularını direk söylemeyen birisi için bu bana verilmiş güzel bir hediye. Ama korktum. Neden korktum biliyor musunuz. Ben artık onun benim olmayacağını kabullenmiştim. Ben benim olmasından vazgeçmiştim. Zor oldu kabullenmem. Hem de çok zor. ve şimdi. Zar zor söndürdüğüm ateşi yeniden canlanmaya çalışıyor. Öyle güzel şeyler yazdığı. Ha vazgeçtiğim sevmediğim anlamına gelmez. Ben onu bülbülün gülü sevdiği gibi seviyorum. Ateş böceğinin ateşe pervana olduğu kadar seviyorum. Sevmeye seviyorum. Ama ben ondan vazgeçerek sevmeyi öğrendim. Olmayacağı yüreğimde yaralar açarak kabullendim. Eğer sonu yine aynı bitecekse yüreğim acısa da o acıları bir daha yaşamaya katlanamam. Aşka birazcık inancım var. Onu da kaybedemem. Ben yeniden sevmesini ümid edemem. Artık yapamam. Çünkü tükendim. Her gün aklıma geldikçe kendimden bişeyler kopararak o ümüdi yaşatmaya çalıştım. Eksilere dolmaya çalıştım. Ama olmadı. Ve ben vazgeçmişken yeninden ümid edemem. Olmaz.