12 Haziran 2014 Perşembe

Bir güzel söz duymak için neler vermezdim. Onun iki dudağının arasında ki tek güzel söze dünyaları bağışlardım. Söylemedi. Söyleyemedi. Şimdi bir başkasına söylüyor. Benim ona karşı söylediğim bütün cümleleri. Normalde takmazdım. Sarmaş dolaş gördüğüm halde böyle olmadım. İçim yanıyor şimdi. Ağlamak geliyor. Bağıra bağıra ağlamak. Ben ona gönlümün kapılarını açmıştım oysa. Söylediğim onca güzel söz ağzımdan değil yüreğimden çıkıyordu. Ben bunu hak edecek ne yaptım. Ne günah işledim de bunun cezası bu oldu. Sevilmek istedim. Sadece sevilmek. Onunla dünyaları paylaşabilirdik oysa. Ama olmadı. Şimdi o mutlu ben yine mutsuz. Cenabı Allah bizim sınavımızı bununla sınıyorsa eğer ben artık dayanamıyorum. Sevilmek bu kadar zor mu ? Yani Yüreğimde ki karanlığa aydınlık olmak bu kadar zor mu ? Her insanın bir dayanma sınırı vardır ve ben artık o sınırı aştım. Artık yapamıyorum. Atmak istiyorum atamıyorum. Kaç gece dua ettim. İçim yana yana. Yüreğimin söyleme demesine rağmen yapacak hiç bir şeyim kalmadığından dolayı el açtım yaradana. AL dedim. YA NASİP ET yada AL diye dua ettim. Almadı ama nasip de etmedi. Belki de şimdilik. İsyan bile edemiyorum. Daha beteri olur diye. O kadar çok şey söylemek geliyor ki içimden. Ama söyleyemiyorum. Söyleyemem de zaten. Her şeyin de vardır bir hayır diye kabul ederken isyan edemem. Ama yakarmak geliyor içimden sadece. Kırmadan.. Bir dosta sitem edercesine. Sevmek ve sevilmek artık gelmiyor içimden. Ama ne Deryadan ne de Şule den vazgeçemiyorum. Hangisi diye sorsanız ona bile karar veremiyorum. Ben ikisine de gönlümü açtım. Ama onlar gittiler.