25 Mart 2014 Salı

İç Sesden Bir Anektot

       Nasıl bir aşk ki bu bitmedi. Eğer yaradan nasip etmeyecekse peki neden almıyor bu aşkı yüreğimden. Gel dese her şeyi unutur giderim. Nasıl bir aşk ki zamana meydan okuyor. Kendini zamandan azad ediyor. Zaman unutturacağı yerde daha da güçlendiriyor. Oysa ki ümit vermek istemem demişti. Buna rağmen hala görme isteği neden? Bir yanım zayıf bir sesle git diyor. Ama sonu yok ki bunun. sonuç değişmeyecek. O kadar zamandan sonra değişmemiş şimdi hiç değişmez. Olsun isterdim. Belki her şey farklı olabilirdi. Her şey... Aşk için aşkım için yapamayacağım hiç bir şey yok. Bu konuda ciddiyim. Şimdi hiç bir şey gelmiyor aklıma. Her şey herkes sustu. Şiir zamanlarında aklımda fink atardı kelimeler. Şimdi ise gölgeleri bile yok. Acı, ümitsizlik, sahte gülüşler, rol yapmalar... Artık bunlar kapladı yüreğimi. Karartıyorlar yavaş yavaş benliğimi. Yalan söyleyen bir herif oldum. Neden söylediğimi bende bilmiyorum. 
    Görüşelim demişti. Haftaya gittiğimden görmeyi düşünüyorum. Gördüğümde ne olacak ki. Ellerini tutmamak için zor tutarken kendimi, karşısına geçip unuttum seni, sensizde yaşanabiliyormuş gibi davranmak cehennem azabı gibi. Sevgiye muhtacım. Hayatta belki de tek muhtaç olduğum şey. Para mı? Para nedir ki. Yüreğimde ki boşluğu doldurabilecek mi ? Sanmıyorum. Ruhumun ilacı sevgi. Ama bulamıyorum. Hiç bir kişi onun yerini dolduramaz. Dolduramadı. İlk gördüğüm anı hatırlıyorum da. Ne muazzam bir andı. Sırf ona benziyor diye bir kıza aşık olabilirdim. Sırf ona benziyor diye. Belki çok güzel olmayabilir. Belki yüreğimde ki sevdiğim kişi olmayabilir, Ama baktığımda gördüğüm şey görmek istediğim şeyden daha öte. Ben ona baktığımda içini görebiliyorum. Acaba bana baktığında o ne görüyordur. Salak mı diyordur acaba bana. Yoksa bi sülük gibi yapıştı gitmiyor mu diyordur. Eskisi kadar sevmiyorum. Yada eskisi kadar olacak ümidim kalmadı. Mesafeler, aramızdaki kilometreler, her şey engel. gerçi yakındayken daha uzaktım.
      Eğer olacaksa bu sefer olsun. Ben yoruldum artık. Bu bir isyan değil. Ya aslın bu sevdayı benden yaradan yada alsın beni benden... 
Hayatımda müziğin yeri bam başka bir yerde. Ruhumun derinlerine inen tek şey notalar. 7 taneler ama bir çok anlama geliyorlar.

18 Mart 2014 Salı

Ansızın O Ağrı Geri Teper

Hiç bir şeyden sevk alamaz hale geldiniz de, hayallerin, umutların yerini koskoca bir karalığın yerini aldığı zamanlarda ansızın o ağrı geri teper. Bitti sandığınız her şey küçük bir rüya ile geri gelir. Rüyanın her gerçek olmayacağınızı bilirisiniz. bilirsiniz elbet. Çünkü gerçek olmayacak kadar güzeldir rüya. Pişmanlıkla, keşkelerle dolu bir iç çekersiniz. Değiştirmez hiç bir şeyi, hiç bir anı değiştirmez. İçinizin derin kuyularına attığınız o aşk usulca girmiştir belleğinizin mutluluk yuvalarına. Nedense ne zaman mutlu olmak isteseniz onu düşünürsünüz. Başka kişilerde geçmiştir hayatınızdan, hiç bir kişi dolduramaz onun açtığı boşluğu. Bunun farkına varır ve üzülürsünüz. Ölmek... Yaşarken ölmek bu olsa gerek. Gitmek o diyara, görmek o gözleri, tutmak o elleri, o dudaklara hayatının ilk öpücüğünü kondurmak isterken, sana umut vermek istemiyorum sözü bağlar yüreğini. Olmayacağını bildiğiniz halde neden bu sevgi hala yüreğimde diye sorarsınız. Cevap gelmez. Cevap asla olmayacaktır zaten. Umarım sizde de ansızın o ağrı geri teper. umarım geri teper yoksa gerçekten bitmişsinizdir....

16 Mart 2014 Pazar

Aşk için yapamayacağım hiç bir şey yoktur. Her şeyi yaparım. Bu benim yada diğerinin aşkı diye değişmez. Birisi benden aşk için yardım isterse iki elim kızıl kanda dahi olsa giderim. Çünkü aşkı biliyor ve inanıyorum. Sevmenin tarif edilemez mutluluğunu yaşadım. Ama sevilmek nedir bilemedim. Seven insanı görünce anlarım. Acısını hissederim. En çokta acısını hissederim. Aşka ben her şey verdim ama karşılık bulamadım. Ve artık inancımı kaybettim. Artık yapıyorsam karşılık beklemeden. Sadece aşka inancı olanların inançlarını kaybetmemesi için yapıyorum. Biraz da olsa aşkın o şarabından içmelerini istiyorum. Ben o şarabı içemedim. Elimde kadeh hep kapısında bekledim.

Yavaş ve Sancılı Bir Bekleyiş

Yalnızlık, katlanılması en zor yük. Bu benim seçimim. Yalnız kalmak benim seçimim. Ama bilmezdim. Bu kadar acı verdiğini bilemezdim. İnsanlar yalnızım diyerek sosyal medyada  gözlerimize kadar sokuyorlar. Hiç birinin yalnızlığın ne olduğunu bildiğini sanmıyorum. Cümlede kullanması kolay bir sözcüğü gerçek hayatlarında hiç rastlamadıklarına eminim. Yalnızlık sadece bireyin etrafında arkadaşının, sevgilisinin olmaması değildir. Asıl yalnızlık içindedir. insan içinde, yüreğinde, zihninde, belleğinde olan yalnızlıktır. Aklınızın sizi terk etmesi bir yalnızlıktır. Ve işte bu anda düşünmeyi unutursunuz. Belleğinizin sizi terk etmesi bir yalnızlıktır. Anılar kaybolur. Sevinmek için elinizde ki tek şey sizi terk etmiştir. Hayalleri artık başka insanlardan dinlersiniz. Gelecek beklentiniz kaybolmuştur. Umutlarınız kaybolmuştur. En çok istediğiniz şeyi artık istemez hale gelirsiniz.

Yüreğinizin sizi terk etmesi işte bu en acı olandır. Eğer gerçekten yüreğinizi kaybettiyseniz her şey bitmiştir. Hiç denemeseniz de bilirsiniz, Hiç intihara bu kadar meyilli olamamışsınızdır. İnandığınız her şey gider. Allah'a olan inancınız dahi gidebilir. Sevmek denilen o şeyi asla bir daha tadamazsınız.Bitkisel bir yalnızlıkta kaybolmuşsunuz dur ve  artık geri dönemezsiniz, dönemem.

Gidenler sadece kendilerinin gittiklerini sanıyorlar. Bilmiyorlar ki yüreğimden bir parça götürdüklerini. O kadar çok parça götürdüler ki artık Yalnızım. Bunu yazarken bile tüylerim inanmak istemezcesine başlarını kaldırdılar. An oluyor yalnız değilim diye gülmeye çalışıyorum. Ve her yaptığımda yüreğimde bir şeylerin yıkıldığını hissediyorum. Şiddetli bir sarsıntı ele geçiyor benliğimi. ve artık karşı koyamaz hale geldim. Kara bir büyü gibi, bir orman yangını gibi sarıyor artık ruhumu. Ve biliyorum sonum geldi. İnandığım her şeyi aldı bu yalnızlık benden. Aşka inancımı, Allah'a olan sevgimi, kendime olan güveni hepsini aldı götürüyor yavaş yavaş. Ben artık yapamıyorum.

7 Mart 2014 Cuma

Önce ki, Sonra ki ve Bir Diğeri

İnsan sevinci bir şeyler verir. Her zaman  bu böyledir. Ben kendimi verdim bu sevgiye. Unuttum sandım. Belki onu unuttum ama hissettiklerimi asla unutamam. Bir aşk başka bir aşkın üzerine kurulur. Bir kız gördüm. Adı Ayşe miydi hatırlamıyorum. O anın bana hissettirdiklerini size yazamam. Çok karmaşık bir durumdu. Gelişini gördüm. Salınarak gelişini. Gördüm ve sustu bütün her şey. Her şey ağır çekimde ilerledi sanki. Ama yüreğim olabildiğince çabuk hatırladı. Hafif hafif atışlarının hızını artırdı. "Allahım böyle bir şey olamaz" dedim. O kadar güzeldi ki. Gözleri güneş gibi parlıyordu. Abartmıyorum. Galiba siyahtı gözleri o kadar güzeldi ki. O kadar parlıyordu ki gözlerine bakamadım. Düşünemiyordum. Tek bildiğim kalp atışlarımın hızıydı. Hayaldi sanki. O kadar güzel gülüyordu ki. Ben gülmenin bu kadar güzel bir şey olduğunu bilmiyordum. Saçları düz siyah... Ben hiç siyahı bu kadar güzel görmedim. Esmer teni güzelliğinin zırhı olmuş gibiydi. Ben ben gibi değildi. Birinin çekim alanına girdim çekiliyordum. Ayaklarım başka yöne gitmek istemiyor gibiydi. Resmen büyülenmiştim. Sesi de kendi gibi güzeldi. Yıllarca usanmadan dinleyebilirdim. Acaba kulağım böyle güzel bir sesi bir daha duyabilecek miydi? Arkadaşın sevgilisine affetmesi için video çekerken arkadaşlarının olduğu masaya gittiğimizde geldi yanımıza. Bir cümleyi beş kişi tek tek sözcükler halinde söyleyeceklerdi ve ona "Aşka" kelimesi geldi. Söylerken aşık oldum galiba. Aşk kelimesi birinin ağzına bu kadar yakışıyorsa aşkın kendisi nedenli yakışır siz karar verin. Sonra ayrıldık yanlarından. Aslında benden bir şey o masada kaldı. Tam o kızın karşısında kaldı. Çekim alanından ben çıktım bir yanım o alanda kaldı. Sonra zihnimde bir ses yankılandı. "Boşuna uğraşma olmaz. Bundan öncekiler olmadı buda olmayacak. Gel yol yakınken kabullen. Sevmezler seni." haklıydı. Olmazdı. Bir daha nerede karşıma çıkacak ki karşıma. Belki benden büyüktür. 3. sınıftır belki. Olmayacak çok neden  vardı. Ve ben kabullendim. Sevilmeyeceğim. Ne kadar sevsem de olmayacak. Eminim bir daha karşıma çıkmayacak. Allah sevigiyi unutturmak istemiyor bana. Aşkı unutturmak istemiyor ve böyle küçük şeyler yapıyor. Gösteriyor ve bu aşkı bende yakmaya başlıyor. Sonrasında yine üzülen taraf ben oluyorum. Ondan dolayı. Eminim ki bir daha göremem, görsem de bir şey yapamam. Yapsam da sonuç yine hüsran olacak. İsimleri farklı ama sonları hep aynı.Karamsar değilim. Olsun diye de söylemiyorum. İsyan da etmiyorum ama biliyorum. Sonları değişmeyecek. Ben asla sevdiğim kadar sevilmeyeceğim.